Herkese merhabaa 🙂 Gezi yazılarımın ilki Gezi Günlüklerim – Sığacık (İzmir) ile siftahı yapıyorum. Bu Cuma hazır okulumuz yokken ve hava da güzelken arkadaşımla bunu değerlendirmek istedik. Öncesinde Şirince’ye mi gitsek Sığacık’a mı gitsek karar veremedik. Küçük bir araştırma ile Sığacık’a gitmenin daha kolay olduğunu gördük. 2 otobüs ve 1 minibüs aktarması ile Tınaztepe’den oldukça kolay bir şekilde ulaşım sağlıyorsunuz. Henüz bu tür yazılarda yeni olduğum için sabahı ve yolculuğu fotoğraflamak aklıma gelmedi. 😅
Gezi Günlüklerim – Sığacık (İzmir)
Sığacık, Seferihisar’ın tarih ve deniz kokan sıcacık bir kenti. Kale içinde bulunan sıcacık butik otelleri konaklama yapmak için mükemmel bir yer. Sığacık aynı zamanda Türkiye’nin en sakin şehirleri arasında ilk sırada yer alıyor. Kalabalıktan sıkılıp bunaldığınızda kaçabileceğiniz çok şirin bir kasaba.
Sabah 7:30 da uyandık, hazırlık kahvaltı falan derken yaklaşık 8:45’te 671 numaralı otobüse bindik. Uzun ve dolambaçlı bir yolculuğun ardından Fahrettin Altay Aktarma Merkezine ulaştık. Yolcuğumuz yaklaşık 1 saat 15 dakika sürdü. Daha sonra 730 numaralı ilçe otobüsünün durağını bulduk ve 10:15’te bindik.
Otobüsün yaş ortalaması bizimle birlikte 60 – 70 arasıydı. 😂 Tavsiyem ayakta kalmayı göze alarak binin. Otobüse bindikten sonra Sığacık Yol Ayrımı durağında inmeniz gerekiyor. Moovit uygulamasına göre Fahrettin Altay Aktarma Merkezi ve Sığacık Yol Ayrımı arası 79 durak. Yolculuk yaklaşık 1 saat 40 dakika sürüyor. Biz yaklaşık olarak 11:50 civarında durakta indik.
İndikten sonra turuncu minibüs durağında oturup durakta beklemeye başladık. Yaklaşık yarım saatlik bir bekleyişin ardından minibüs geldi. Bu arada ilçe otobüsü sizden 2 katı fazla alıyor. Tam tutarı hatırlamıyorum ama öğrenci kartı ile 2,8 bastım galiba. Daha sonra Sığacık’a gitmek için minibüse 2,5 verdik. Yaklaşık 10 dakika içerisinde Sığacık Kalesine ulaştık.
Sığacık sizi harika bir deniz manzarası ile karşılıyor. Çok sakin ve buram buram deniz kokan bir kent. Deniz tarafından dolanarak kale içine girdik ve adını bilmediğim bir yapının içerisine girdik. Girdiğimiz mekanın kubbesi taşlarla döşenmişti ve inanılmaz güzel duruyordu.
Sığacık Kalesinin bir parçası olduğunu düşündüğüm mekanın içi bu şekildeydi. Tarihi dokuya çok fazla saygısı olmayan bir millet olduğumuz için her taraf saçma sapan yazılarla doluydu maalesef. Keşke bu konuda biraz daha hassas olabilsek ve bu güzel yapıları orjinaline yakın bir şekilde koruyabilsek. Buradan çok geniş bir alana çıkıyorsunuz. O da şu şekilde;
Bu kadar küçük göründüğüne bakmayın burası oldukça büyük ve geniş bir alan. Bu kalenin Selçuklu döneminde yapıldığı düşünülüyor. Eskiden bu alan ne olarak kullanılıyordu maalesef bilmiyorum. Şehre girişin bu alandan yapıldığını tahmin ediyorum. Fotoğrafta bir kısmı görünen kapıdan kale içine girdik. 😅
Kale içine girince sizi dar sokaklar ve birbirine karşılıklı duran beyaz kerpiç evler karşılıyor. Bazı sokakların arasından denizi görebilmek mümkün. Günümüzde bu evlerin bir çoğu ya hediyelik eşya satan dükkanlara dönüşmüş ya da butik otel cafe olmuş.
Sokaklar bu şekilde. Biz sabah saatlerinde gezdiğimiz için sokaklar fotoğraf çekmek için oldukça müsaitti. Burası aynı zamanda birçok dizi ve filmde kullanılmış bir mekan. En bilindik olarak Kavak Yelleri ve Ata Demirer’in geçen yıl çıkan Olanlar Oldu filmini örnek verebilirim. Hatta Ata Demirer’in filmde kullandığı butik otelin kapısında “Olanlar Oldu filmi burada çekilmiştir” yazıyordu. Ancak içerisi biraz kalabalık olduğu için oranın fotoğrafını çekmek istemedim. 😕
Kale içindeki evler çok şirin ve bir çoğunun dışına ilk fotoğraftaki gibi desenler çizilmiş. Aslında sadece evler değil çiçek konulan saksılar, tenekeler de aynı şekilde özenli bir şekilde desenlenmişti. Kale içerisinde dolaşırken kendinizi çok huzurlu ve rahatlamış hissediyorsunuz. Sokakta her yerde kedi görmeniz mümkün. Biz bir tanesini çağırdık ve 5 – 6 tane birden geldiler;
Biz daha sonra Büyük Akkum Plajına gitmek için yola çıktık. Teos Antik Kente gitmedik çünkü Antik Kente yürüyerek ulaşım sağlıyorsunuz. Biz o gün yürüyüş için uygun giyinmemiştik. Sığacık’tan Antik Kente yürüyerek 25 dakikada ulaşabilirsiniz.
Minibüs beklerken Sığacık Marina’nın da fotoğrafını çektim. 😊 Akkum Plajına minibüs ile ulaşım sağlayabiliyorsunuz. Sığacık’tan bindiğinizde sadece 2 ₺ veriyorsunuz. Akkum Plajı inanılmaz güzel ve sakin bir yerdi. Deniz zaten çok temizdi dibini görebiliyorsunuz. Biz gittiğimizde dalış yapan iki kişi vardı. Kıyıya çok yakın olmalarına rağmen su dizlerine geliyordu. Sanırım deniz oldukça derin. Ve su çok soğuktu. Ancak plajda yalnızca kuş sesleri ve deniz dalgalarını duyabiliyorsunuz. Piknik yapıp kitap okumak için mükemmel bir yer.
Benim Gezi Günlüklerim – Sığacık (İzmir) notlarım bu kadar. Bir gün yolunuz düşerse ya da tatil için sakin bir yer arıyorsanız mutlaka gidin derim. Ancak yazın kalabalık olursa gürültülü olabilir. 😅 Ben gittiğimde gayet huzurluydu eğer İzmir’de yaşıyorsanız yağmur yağmayıp güneş açarsa bu zamanlarda mutlaka gidin derim. Eğer öğrenci iseniz kişi başı 15 – 20₺ harcayarak günübirlik gezebilirsiniz. Biz orada yemek yemedik. Sadece çay içtik. Yanımızda belki bulamayız diye marketten aldığımız şeyler vardı ancak hiç gerek yok kentte kocaman Migros var. Bir sonraki yazıya kadar kendinize iyi bakın. 😊
Bir yanıt yazın